18 Ağustos 2014 Pazartesi

Lefke Belediyesi'ne Stratejik Planlama Yaklaşımının Getirilmesi

Sizlere aşağıda sunduğum bu çalışmanın amacı, dışarıdan bakan bir gözle, günü birlik politikalardan planlamalara dayalı çalışma koşullarının yaratılması esnasında beyin fırtınası oluşturulmasına katkı sağlamaktır. 

"Ortak zeka, grubun en zeki bireyinden daha zekidir".

Genelde tüm belediyelerde özelde ise Lefke Belediyesi'nde uzun yıllardır günü birlik politikalar uygulamıştır. Günü birlik politikaların uygulanması, faaliyetlerin bütçeye göre önceliklendirilmesinde, uygulanmasında, izlenmesinde ve değerlendirilmesinde sorunların yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bu durum da belediyenin sürdürebilir yapısında sorunların yaşanmasına önayak olmuştur.  
Yapılması gerekenin kurumsal idari yapının stratejik planlama yapabilecek düzeye getirilmesi (Belediyede istihdam olanağının düşük olmasından dolayı hizmet içi eğitim ile bunun gerçekleştirilmesi mümkündür) 

Stratejik planlama ilk olarak askeri yapılanmada kullanılmakta idi. Strateji savaş başlamadan önce yapılan uzun vadeli bir çalışma, taktik ise savaş sırasında hedefe varmak için yapılan hızlı ve kısa dönemli hareketlerdir.
Son dönemlerde özellikle kurumlar ve işletmelerin gerek toplumun gerekse işletmelerin rekabet düzeylerini artırmaya yönelik olarak da kullanmaktadırlar.

Strateji, pozisyon almak, taktik de hızla uygulanan manevralardır. Stratejik planlama bir süreçtir, ama başı ve sonu olmayan bir süreç. Sürekli değişen çevre koşulları ve iç gelişmeler stratejik planın sürekli olarak değişen bu şartlara uyum sağlayacak bir şekilde güncellenmesini gerektirecektir. Stratejik plan, yapıldıktan sonra bir kenara atılan ve unutulan bir doküman değil, sürekli izlenerek güncellenmesi gereken araçtır.


Belediyelerde yasal mevzuatları gereği kullanılan herhangi bir iş modeli olsa dahi uygulanan faaliyetlerin karşısına çıkan ve engel yaratan tehditleri ortadan kaldırmak veya olumlu etkileyen fırsatları değerlendirmek için planların sürekli güncellenmesi şarttır.
Stratejik Planlamaya bir bakalım;
Planlamayı şöyle özetleyebiliriz;
  • Planlama bir sonuç değil bir süreçtir ve bu süreç planlamanın sonuçlarından daha önemlidir.
  • Planlama hiç bir zaman sona ermeyen bir süreçtir, yapılan planların sürekli olarak güncellenmesidir.
  • Planlama sürekli bir fırsat arayışı olmalıdır, fırsatlar her zaman planladığımızdan daha iyi sonuçlar almamızı sağlar.  Plan olmazsa  fırsatları görmek ve yakalamak neredeyse imkansızdır.
  • Temelde, bir işin gidebileceği birçok yön vardır, stratejik planlama, belediyenin neyi yapıp neyi yapmayacağını, birçok seçenek arasından belirlemektir. Planlama, birçok fırsat arasında yapılması gereken zor bir tercihtir.
  • Planlar, o planı yapmak için kullandığımız varsayımlardan ve o planı kullanma isteğimizden daha iyi olamazlar.
Stratejik Planlamının Yapısı;

1) Stratejik Planın Hazırlanması
2) İç ve dış analiz
3) Misyon, Vizyon-İlkenin belirlenmesi ve değerlendirilmesi 
4) Stratejik Amaçlar ve Hedefler
5) Faaliyet Planı ve değerlendirilmesi

Stratejik planlama bir ekip tarafından yapılan bir iştir. Ekibin tüm bireylerinin deneyimleri, görüşleri, bakış açıları bu sürece katkı sağlar ve bunun yanı sıra şirketin ortak zekasını geliştirir, zenginleştirir. Unutmayalım ki, "ortak zeka, grubun en zeki bireyinden daha zekidir".
Stratejik Planlama yaparken, fırsat veya tehditleri ortaya çıkarabilmek için yanıtlamamız gereken birçok soru vardır ve bu soruların birçoğu İş Modelimizden gelir. Bu soruların yanıtlanabilmesi için sürekli bilgi toplamak ve bu bilgiler doğrultusunda ortaya çıkardığımız yanıt alternatifleri arasından seçim yapmak zorundayız ki bu oldukça zor bir tercihtir.
Bu soruların neler olabileceğini ilgili başlıklar altında ele alırsak ;

MÜŞTERİ :
Kaynaklarımızı ve dikkatimizi yoğunlaştıracağımız hedef grup kim ve müşteri niteliği nedir?
Müşterilerimizin, çözülmesini istediği sorun nedir?
Biz bu sorunu çözebiliyor muyuz?
Karşılayabileceğimiz, ancak henüz karşılayamadığımız bir müşteri ihtiyacı var mı?


DEĞER ÖNERİSİ (Hizmet) :
Belediyemizin sağladığı hizmeti, başka belediyelerin hizmetinden ayıran temel özellikler nelerdir?
Değer önerimiz, müşterimizin satın alma tercihlerini karşılıyor mu?
PAZAR (Belediyenin sağladığı hizmeti satın alan piyasa) :
Pazarın büyüklüğü nedir?
Pazar payımızı koruyor muyuz, artırıyor muyuz yoksa azalıyor mu?
Büyüme fırsatları hangi pazarlarda?

REKABET: (Belediyelerin rekabet ortamı olmamasına karşın göreceli olarak başka belediyelerin varlığı mevcuttur)
  • Rakiplerimiz kimlerdir (Diğer Belediyeler kimlerdir)?
  • Rakiplerimizin pazar payları nelerdir?
  • Rakiplerin hizmetlerini bizim hizmetlerimizden değişik kılan noktalar nelerdir?
  • Fiyat avantajları var mı?
ÇEVRE:
  • İş yapma şeklimizi değiştirmesi muhtemel gelişen eğilimler (teknik – sosyal – ekonomik – siyasi) var mı?
  • Varsa bunların gelişme hızı nedir?
  • Bunlara karşı önlemler geliştiriyor muyuz?
DİĞER SORULAR:
  • Günlük reaksiyonlar yerine zamanında stratejik değişiklikler yaparak proaktif olabiliyor muyuz?
  • Vizyon, misyon ve değerlerimiz tam olarak belirlendi mi?
  • Stratejimizdeki başarımızı engellemesi muhtemel içsel sıkıntılarımız var mı?
  • Hedeflerimize ulaşmak için kullanacağımız taktikler belirlimi?
  • Stratejimiz doğrultusunda gittiğimiz gösterecek ölçümler (kar – pazar payı – fiyat vb.) belirlendi mi?
Bu sorular sadece örnek sorulardır ve kurumun yapısına göre çoğaltılabilir ve değiştirilebilir. Unutulmaması gereken, stratejik planlama bir grup çalışması olduğunda ve sürekli güncellendiğinde yararlı olacaktır. Stratejik planlama sürecinde her zaman "PEST ve SWOT" analizlerine öncelik verilmelidir.
Çalışmamı, T. Karaca hocamızın çalışmasından yararlanarak zenginleştirilmiştir.


10 Ağustos 2014 Pazar

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine Dair

      Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişki, Türkiye'deki siyasal gelişmelerin Kuzey Kıbrıs'a olumlu veya olumsuz yansımaları olmaktadır. Bu düşünce ile seçimin sonuçlarından yarım saat sonra Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair düşüncemi sizlerle paylaşıyorum.
      Cumhurbaşkanı seçimleri gerçekleşti. Seçim sonuçlarının neticesinde R. Tayyip Erdoğan %52'ye yakın bir oyla birinci turdan Cumhurbaşkanı seçildi. Bundan sonraki süreçte ne olacağı konusunda seçim öncesinde bazı fikirler öne sürüldü. Bunların bazılarına katıldık bazılarına katılmadık. 
      Recep Tayyip Erdoğan iyi bir hazırlık süreci geçirerek seçimde başarılı olmuştur. Mecliste temsil edilen CHP ve MHP'nin yanında Meclis dışındaki bazı partilerin de desteklediği Ekmelleddin İhsanoğlu'nun aldığı oy %38,5 civarı (2 partinin oy  oranı (%44 idi). Kısacası, bir önceki seçimde iki partiye oy veren seçmenlerden diğer adaylara (Özellikle Selahattin Demirtaş'a) oy kaymıştır. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) adayı Selahaddin Demirtaş ise seçimlerde %4,5 oy oranını %10'lara yaklaştırmıştır. Bu sonuç, Kürt düşünce partisinin bağımsız olarak değil de bir parti adı altında bundan sonraki seçimlere girme ihtimali de yükselmiştir -gerçi biraz risk içermektedir-.      

      Bundan sonra kısa vadede ne olacak;
      İlk önce, AKP başkanını seçecek ve Haziran 2015 tarihinde yapılacak Genel Seçime hazırlanacak.
Seçimin sonucu, AKP'nin Recep Tayyip Erdoğan'sız devam edip etmeyeceği de görülecektir.
      Cumhurbaşkanı değişikliği, seçim öncesi öne sürülen Başkanlık sistemi gibi bazı rejim değişikliğine yönelik herhangi bir olumlu veya olumsuz katkısı olamayacaktır. Cumhurbaşkanı yetkilerine göre Yasama, Yürütme ve Yargı ile yetkileri belli.. Ayrıca, rejim değişikliğinin olabilmesi Anayasa'nın değiştirilmesi ile mümkün olabilecektir. Mecliste Anayasa'nın değişiklik teklif kabulü için gerekli olan oy 322 (Toplam Mevcut Milletvekili Sayısı 537) fakat AKP'nin oyu 313'tür.   
     
Ekler:
MADDE 104 Cumhurbaşkanı'nın Görevleri - Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:
a) Yasama ile ilgili olanlar:
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar:
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek,
c)  Yargı ile ilgili olanlar:
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

MADDE 175 Anayasa Değişikliği
Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen Kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir.
Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmî Gazetede yayımlanır.
Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü sırasında, bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, Anayasanın değiştirilen hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da karara bağlar.

Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.

11 Temmuz 2013 Perşembe

KIRSAL KALKINMA



AVRUPA BİRLİĞİ’NDE KIRSAL KALKINMA
OLGUSU
Bu çalışmanın amacı, kırsalda yaşayan insan topluluklarının gelir düzey azlığı veya üretim çeşitlenmesindeki yaşanan yetersizlikten kaynaklanan istihdamdaki sorunlardan dolayı, şehir merkezlerine göç eden ve bu göçü en aza indirgeyecek politika uygulamalarından bir tanesi olan Kırsal Kalkınma Programlarını sizlere sunmaktır.
Kırsaldaki istihdamın artırılması, üretimin çeşitlendirilmesi ve kaliteli üretimin sağlanması için uygulanan kalkınma programları,  ne Avrupa’nın ne Türkiye’nin ne de başka bir ülkenin bireysel hedefidir. Bu programlar Amerika’dan Çin’e kadar bütün ülkelelerin kırsaldaki sorunları giderebilmek için uyguladıkları programlardır.
KKTC dışındaki ülkeler kırsalda yaşayan nüfusun yüz yüze kaldığı sorunlara karşı kırsal kalkınma politiklarını uygulayarak çözümler üretmeye çalışmaktadır. KKTC ise bu sorunların üzerinden gelebilmek için bir program temelinde olmasa da, ayrı olarak sorunlarla başetmeye çalışmaktadır. Bunlara örnek olarak, Soğuk Zincir Projesini, Organik Tarım Üreticilerinin sertifikasyon bedellerinin ödenmesini, Tarımsal Ekipman Desteklerini ve eko-turizm girişimlerini sayabiliriz.
Fakat, kırsalın tanımı net olarak yapılmamış olmasına rağmen Belediyeler Yasası ve Yerel Yönetimler Yasasında nüfusu 5001’den fazla olan yerlere Kent tanımlaması yapılmaktadır.  2006 nüfus sayımlarını göz önünde bulunduracak olursak, nüfusu 5.000 ve altı olan yerlerin - ki bunlara kırsal tanımı yapılmaktadır- nüfusun %48,5 ‘ine denk gelmektedir.
Bu çalışmada Kırsal Kalkınmayı genelden özele prensibi uygulayarak inceleyeceğiz. 
Kırsal Kalkınmaya Genel Bakış:
Kırsal Kalkınma genellikle, şehirlere uzak semtlerde ve kırsalda yaşayan insan topluluklarının yaşam standartlarının geliştirilmesine yönelik eylem ve inisiyatiflerin alınması olarak kullanılmaktadır. Nüfusu düşük olan bu topluluklar, açık alanlarda örnek girişimler olarak tanımlanabilmektedir. Kırsal alanlar, insanoğlunun kendi cinsiyle ve doğa ile girdiği çeşitli etkileşimlerin üzerinde yer aldığı mekânlardır. Bu alanlar, çoğu zaman tarım ve ormancılığın başat olduğu ama bunun yanında turizm, küçük ve orta ölçekte sanayinin ve el sanatları gibi diğer ekonomik faaliyetlerin de önemli olduğu, üzerinde insanoğlunun köy, pazar gibi sosyal yapılar yükselttiği, ekolojik açıdan değerli ve kentli insanlarla da sürekli etkileşim halinde olunan mekanlardır.
Kırsal Kalkınmanın amacı çoğunlukla, bölgelerin sosyo-ekonomik kalkınmasına yönelik yapılan eylemlerdir. Bu program genellikle, yerel ve bölgesel otoriteden, bölgesel kalkınma kurumlarından, Sivil Toplum Örgütlerinden, ulusal hükümet veya uluslararası kalkınma kuruluşlarından yukarıdan aşağıya doğru olmaktadır. Fakat daha sonra yerel nüfus da, kalkınma için inisiyatifler getirebilmektedir. Bu konu gelişmekte olan ülkeler için limitli değildir. Gelişmiş ülkeler kırsal kalkınma programlarında çok faal olmaktadır. Kırsal Kalkınma politikasının ana amacı gelişmemiş bölgeleri geliştirmektir. Ülkelerin gelişmesinin yalnızca sanayileşmeyle olması yetersizdir, buna ek olarak sıradan olan kişilerin de hayatlarını sürdürmesi gerekmektedir.
Kırsal Kalkınma politikalarındaki başarı, yalnızca kırsal bölgelerin lehine olmamakta, şehirlere de avantaj sağlamaktadır. Şehir merkezlerinin cazibesinden dolayı, kırsaldaki nüfus sürekli bir şekilde köyden kente akın etmekte, bunun sonucunda şehirlerdeki yığılmadan kaynaklanan sosyo-ekonomik dengesizlikten, çevresel hatta trafik sorunlarını da beraberinde getirmektedir.  
Kırsal bölgeler, genellikle büyüktürler ve düz-açık arazilere izole edilmiş durumdadırlar (düz ve açık alanlar ormanlıklara atıfta bulunmamaktadır), ve sıklıkla bu bölgelerde daha az yoğun nüfus bulunmaktadır.
Dünyadaki kırsal nüfusun %91’e yakını sabit gelirlidir ve sıklıkla şehir merkezlerinde bulunmaktadırlar (Güney Kıbrıs’ın %75 nüfusu şehirlerdedir).  Geriye kalan nüfusun  %10’u dünyanın kömür, bakır ve yağ ihtiyacının %20’sini, buğdayın %10’unu, etin %20’sini ve mısırın %50’sini üretmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde nüfusun %75’i şehir veya şehirlerin kenar mahallerinde kalmaktadırlar. Bu tür yerler Amerikan topraklarının %2’sini oluşturmaktadır. Kırsal alanlar ise toprakların %98’sini kapsamaktadır.
Özellikle, Kırsal Kalkınma ile ilgili sorunların çözülebilmesi için, ilk önce kırsalın tanımını yapmak gerekmektedir. Kırsalın tanımı ülkelere göre değişiklik arz etmektedir. Bu değişiklikler genelde, sosyo-ekonomik kriterler temeline oturan tanımlamalardır ve birbirinden çok farklıdır. Bu tanımlamalarda kırsal alanlar arazi parçası olarak ele alınıp tarımsal deseni, arazi kullanımı, kentlere yakınlığı gibi kıstaslar göz önüne alınabilmekte, yine bu alanlar sosyo-kültürel özelliklerine bağlı olarak sosyal temsil, alışkanlıklar, ekonomik faaliyetlerde çeşitlilik ve nüfus azalması, göç olgusu gibi kriterler çerçevesinde değerlendirilebilmektedir. Bunun yanında, OECD (Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), kırsal alanlar için bir tanım geliştirmiştir. Buna göre,  kırsal alanlar nüfus yoğunluğunun km² başına 150 kişinin altında olduğu topluluklardır. Bu tanım ışığında, bölgeler üç gruba ayrılmış, nüfusunun %50’den fazlası kırsal topluluklarda yaşayanlar kırsallığı baskın bölgeler, %15–50 arası kırsal topluluklarda yaşayanlar önemli ölçüde kırsal bölgeler, nüfusun %15’inden azı kırsal topluluklarda yaşadığı bölgeler ise kentselliği baskın bölgeler olarak sınıflandırılmıştır. Fakat genel olarak ülkeler, OECD’nin kullandığı felsefeye yakın kendi kırsal tanımlarnı yapmaktadırlar.
Kırsal Kalkınmanın tanımı ulusal mevzuatlara derç edildikten sonra, Kırsal alandaki sorunlara çözüm getirebilmek için önlemler hazırlanmasını sağlayacak program ve bu programları yürütecek kuruluşların kurulması gündeme gelmektedir. Ülkelere göre kırsal kalkınmanın yürütülmesi değişiklik arz etmektedir. Bazı ülkelerde, bir program doğrultusunda sürdürülürken, bazı ülkelerde de sorumlu kamu kuruluş veya ulusal ve/veya uluslararası kuruluşlar tarafından yürütülmektedir. Bunların bazıları aşağıda sıralanmıştır.
·         Amerika Birleşik Devletlerinde Tarım Bakanlığı Kırsal Kalkınma Ajansı
·         Kuzey İrlanda‘da Kırsal Kalkınma Konseyi (Konu ile ilgili paydaşların bir araya gelip 1991 yılında kurduğu konseydir.)
·         İngiltere Çevre Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı (Tarım bu bakanlığın altında yer almaktadır)
·         Hindistan‘da Kırsal Kalkınma Bakanlığı, George Kuruluşu ve Tarımsal Kalkınma ve Eğitim kurumu
·         Pakistan’da Kırsal Kalkınma Programı
·         Köy Dünyası (Bütün Dünya çapında Kalkınmaya dayalı, sürdürülebilir köy Konsorsiyumu)
·         İrlanda Tipperary Enstitüsü (Kolej)
·         Güney Afrika Kırsal Kalkınma Ajansı, AsgiSA Eastern Cape Eyaleti olan (Kırsal Finans Ortaklığı 1 Nisan 2010)

Avrupa Birliğinde Ortak Tarım Politikası ve Kırsal Kalkınma

Ortak Tarım Politikası:
AB Tarım Bakanları, Avrupa Birliğinde Ortak Tarım Politikası Temel reformunu 26 Haziran 2003 yılında kabul etmişlerdir. Bu reform AB çiftçisine piyasanın isteklerine göre özgür bir şekilde üretim yapılmasını sağlamasının yanında vergi mükelleflerine ve tüketicilerine yönelik de olacaktır. Gelecekte, desteklerin büyük çoğunluğu üretim hacminden bağımsız olarak ödenecektir. Üretimden vazgeçmeyi engellemek için, üye devletler net sınırlar içinde sübvansiyon ve üretim arasındaki sınırlı bağlantıyı sürdürmeyi seçebilirler. Bu yeni “Tek Çiftlik Ödeme”leri çevre, gıda güvenliği ve hayvan sağlığı standartları ile bağlantılı olacaktır. Gerekli gelir dengesini sağlayarak, teşvik ve üretim arasındaki bağlantının bölünmesi AB çiftçilerini daha rekabetçi ve piyasa odaklı yapacaktır. Büyük çiftliklere doğrudan ödemeleri azaltarak, daha çevreye saygılı, kaliteli ürün ve hayvan sağlığı programlarına önem veren çiftçilere verilecektir.  Avrupa Konseyi, sütü, pirinci, tahılı, sert buğdayı, kuru yem bitkisi ve sert kabuklu meyve sektörünü tekrardan gözden geçirme kararı almışlardır. 2013 yılına kadar AB–25 ülkelerinde bütçe tavanını sıkmak için bakanlar finansal disiplin mekanizmasını ortaya koymuşlardır. Bu reform, dünya ticaret örgütü ile yürütülen ticari konularda AB’nin müzakere elini güçlendirecektir. Bu reformun değişik elementleri 2004 ve 2005 yılında yürürlüğe girecek şekilde planlanmıştır. Tek Çiftlik Ödemeleri de 2005’te yürürlüğe girecek şekilde planlamışlardır.
Ortak Tarım Politikasının Temel Öğeleri:
·         AB Çiftçileri için Tek bir Çiftlik Ödemesi, üretimden bağımsız; üretimden koparılmamak için  sınırlı üretime dayalı ödemeleri sürdürülebilir.
·         Bu ödemeler, iyi tarımsal ve çevresel uygulamaları bütün tarımsal bölgelerde sürdürmek için gereksinimlerin yanında çevresel, gıda güvenliği, hayvan ve bitkisel sağlık ve hayvan refahına saygı gösterilmesi ile ilgili olacaktır. ("Çapraz Uyum"),
·         Daha fazla Avrupa Birliği finansıyla güçlendirilmiş kırsal kalkınma politikası, çevre, kalite ve hayvan refahı sağlamak için yeni önlemlerin belirlenmesi ve 2005’te başlayan AB üretim standartlarını karşılamak için çiftçilere yardım etmek,
·         Kırsal Kalkınma politikalarının finanse edilmesi için büyük çiftlikler için verilen doğrudan ödemeleri düşürmek, 
·         2013 yılına kadar çiftlik bütçelerini sabitlemek ve geçilmemesine yönelik finansal disiplin mekanizmasını kurmak,
·         Ortak Tarım Politikasının piyasa politikasını gözden geçirmek,
·         Süt sektöründe asimetrik fiyat kesintisi: Dört yıl içinde, Gündem 2000 ile kıyaslandığı zaman %10 ek fiyat kesintisi yapılacak sektör olan yağ için müdahale alımı %25 düşürülecek ve Gündem 2000’de hemfikir olunduğu şekilde, yağsız süt tozunda 3 yılın sonunda %15 azaltılacaktır ve bu hala korunmaktadır,
·         Tahıl sektöründe aylık artışlarla azaltma yarıya düşürülecek, mevcut müdahale fiyatı sürdürülecektir,
·         Buğday, sert buğday, sert kabuklu meyveler, patates nişastası ve kuru yem sektöründe reform yapılacak.
Kırsal Kalkınma
Yukarıda belirtilen Ortak Tarım Politikasının Temel Öğelerinin 3. ve 4. paragraflarda belirtilmesi üzerine Kırsal Kalkınma Politikası bir o kadar daha önem kazanmıştır.
Avrupa Birliği’nin 27 ülkesinin %56 nüfusu kırsal alanda yaşamaktadır. —Ki bu alan toplam alanın %91 arazisine denk gelmektedir. Bu sebepten dolayı, kırsal kalkınma hayati öneme sahip bir politika bölgesidir. Avrupa Birliği’nde, tarım ve ormancılık doğal kaynakların yönetimi ve arazi kullanımında hayati öneme sahip olmakla birlikte kırsal topluluklarda ekonomik çeşitlilik de önem arz etmektedir. Bu sebepten dolayı, Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma politikasının güçlendirilmesi öncelikli konumda bulunmaktadır.
Avrupa Birliği, kırsalda yaşayan insan topluluklarına kayda değer hedeflerin başarılması için, kırsal kalkınma politikasında aktif rol oynamaktadır.
Kırsal bölgelerin çoğu, önemli mücadelelerle yüz yüze gelmektedir. Çiftçilik ve ormancılıkta hala daha rekabetçiliğin artırılması gerekmektedir. Çoğunlukla, becerilerin dar olduğu ve daha az gelişmiş kırsal bölgelerdeki kişi başına düşen gelir şehirlere göre daha düşük olmaktadır. Ayrıca, kırsal çevre bakımı genellikle finansal maliyeti taşır.
Diğer bir taraftan, Avrupa’nın kırsalı hala daha ilgiye ihtiyaç duymaktadır. Topluma temel ham maddeleri sağlamaktadır. Eğer çevreye iyi bakıldığı takdirde, değeri, güzelliği, dinlenme ve eğlence mekânı olduğunu kanıtlayacaktır. Bu eylemler, insan vücudundaki akciğere de benzemektedir. Bu sebepten dolayı, bu mekanları iklim değişikliği ile mücadele etmeye yönelik savaş alanı diye de nitelendirebiliriz. Kırsal bölgelere uygun servisler ve altyapılar sağlanırsa, insanların o bölgelerde kalması ve çalışması için çekicilik sağlanacaktır.
Bu meyanda, istihdam ve büyüme için Lizbon Stratejisi ve sürdürülebilir kalkınma için Göteborg Stratejisi kırsalla ilgilidir.
Teorik olarak Avrupa Birliği üye ülkeleri, kendi başlarına kırsal kalkınma uygulamalarını bağımsız olarak gerçekleştirebilirler. Fakat pratikte, bu yaklaşım çok yetersiz kalacaktır. Avrupa Birliği üye ülkelerinin çoğunluğu bunu sağlayamayacaktır. Dahası, kırsal kalkınma ile ilgili birçok konu ulusal ve bölgesel sınırları içerisinde kalmamakta, uzakta bulunan insan topluluklarını da etkilemektedir (örneğin, kirliliğin sınırları kolayca geçebilmesinden dolayı AB ve Uluslararası arenanın sürdürebilir çevre ile ilgilenmesi sağlanmıştır). Ayrıca, kırsal kalkınma AB düzeyindeki diğer politikalarla da ilgili olmaktadır.
Bu sebepten dolayı, her şeye rağmen kontrol üye ülkeler ve bölgelerin ellerinde olmadığından dolayı AB ortak Kırsal Kalkınma politikası mevcuttur.
Bu politika AB’nin merkezi bütçesinden, bir kısmı üye ülkelerin ulusal veya bölgesel bütçelerinden finanse edilmektedir.
Üye ülkelerin ve bölgelerin mevcut politika önlemlerinin yanında 2007–2013 dönemini kapsayan kırsal kalkınma politikaları Avrupa Birliği’nin 1698/2005 sayılı konsey tüzüğünde bulunan temel kurallarla yönetilmektedir.
Bu tüzük altında, 2007–2013 dönemindeki kırsal kalkınma politikası 3 temaya odaklanmaktadır ( bilinen tematik eksenler). Bunlar:
·         Tarımcılık ve Orman sektörünün rekabetçiliğinin geliştirilmesi;
·         Çevre ve Kırsalın geliştirilmesi;
·         Kırsal Kalkınmadaki yaşam kalitesinin geliştirilmesi ve kırsal ekonominin çeşitlendirilmesinin teşvik edilmesi sağlanmaktadır.
Dengeli bir yaklaşım sağlamasına yardımcı olmak için, üye ülkeler ve bölgeler, dağıtılacak olan kırsal kalkınma fonlarının yukarıda belirtilen üç eksen arasında olmasını taahhüt ederler.
Bir diğer tematik eksen olan, LEADER Toplum İnisiyatifleriyle (LEADER: Kırsal Ekonominin Kalkındırılması için Faaliyetler Arasındaki Bağlantılar) deneyime dayalı projelerin fonlanması gerekliliğinden dolayı daha ileri gereksinimler mevcut olacaktır. “LEADER Yaklaşım” yerel problemlere yönelik ve yerel ortaklıklar tarafından tasarlanan ve yürütülen bireysel projeleri içermektedir. 2007 öncesi her üye ülke kırsal kalkınma programı hazırlar ve bu programda fonların ve hangi önlemlerin yer alacağı belitilir. Fakat yeni dönemde bütün Avrupa’da kırsal kalkınma stratejilerinde uyumluluğuna büyük vurgu yapılmaktadır. Bu, AB Stratejik Rehberinde zorunlu hale getirilen Ulusal Strateji Planının kullanmasıyla başarılabilinir.
Bu yaklaşım aşağıda yazı olan yerlere yardımcı olmalı:
·         AB kırsal kalkınma desteklerinin kullanılarak AB düzeyinde en çok değerli katkıyı sağlayacak olan bölgeleri belirlemek;
·         AB temel öncelikleri ile bağları yaratmak (Örneğin, bunlar Lizbon ve Göteborg gündemleri altında olmalıdır);
·         Özellikle ekonomik uyum ve çevre ile ilgili AB politikaları ile uyumun sağlanması;
·         Yeni piyasa odaklı Ortak Tarım Politikasının yürütülmesine yardımcı olmak ve gerekli yapılandırma yeni ve eski üye ülkelerde şarta bağlamak.
Kırsal Kalkınma yatırımları, tarım stratejilerine uygun olarak yaratılan Kırsal Kalkınma Planı’ndaki önlemler doğrultusunda yapılmaktadır.
Avrupa Birliği’nin yıllara göre Tarım ve Kırsal Kalkınmaya Ayırdığı Finansman Miktar ve Yüzdeliği:
a)       2010 yılına ait taslak bütçede 141,5 milyar bütçe ayrılmıştır, Topluluk bütçesinin %40,47’sidir.
b)       2011 yılında 141,9 milyar olan topluluk bütçesinin %42’si Tarım ve Kırsal Kalkınma programına ayrılmaktadır.
c)        2012 2011 yılında 147,2 milyar olan topluluk bütçesinin %40,8’i Tarım ve Kırsal Kalkınma programına ayrılmaktadır.
d)       2013 yılına ait taslak bütçede 150,9 milyar bütçe ayrılmıştır., topluk bütçesinin %39,8’i Tarım ve Kırsal Kalkınma programına ayrılmıştır.

TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA
Türkiye Avrupa Birliği’nin aday ülkesi olduğundan dolayı, Kırsal Kalkınma Uygulamaları, yukarıda belirtilen Kırsal Kalkınma Mevzuatı (1698/2005 ec) tarafından değil de (Bu mevzuat üye ülkelere yöneliktir), 1085/2006 ec (IPA) sayılı konsey tüzüğü tarafından yürütülmektedir.
Katılım öncesi araç- kırsal kalkınma bileşeni (IPARD) daha önce aday ülkeler için oluşturulan Tarım ve Kırsal Kalkınma Özel Katılım Programı (SAPARD)’la, ilkeler ve uygulama açısından büyük benzerlikler taşımaktadır. Bu bileşenin temel amacı; Avrupa Birliği (AB) Ortak Tarım Politikası ile ilgili müktesebatın uygulanmasına ve aday ülkelerde tarım sektörü ve kırsal alanların sürdürülebilir biçimde adaptasyonu için bazı önceliklere ve sorunların çözümüne katkıda bulunmaktır.
Türkiye’deki mevcut Kırsal Kalkınma yatırımları, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007–2013), Tarım Stratejisi (2006–2010) ve Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi (UKKS) çerçevesindeki Kırsal Kalkınma hedefleri doğrultusunda belirlenmektedir. Türkiye’de 2006–2010 yıllarındaki Kırsal Kalkınma yatırımları bütçe oranının %10’unu oluşturmaktadır.
Kırsal Kalkınma Programıyla, tarım sektöründe ve kırsal alanda faaliyet gösteren üreticilerinin, özel sektörün ve potansiyel yatırımcıların Tarım ve Kırsal Kalkınma alanında desteklenmesi amacı ile 2007–2013 döneminde uygulamaya konulmuştur. AB hibe fonları kırsal kesimde yaşayan halka, çiftçilere, üretici birliklerine ve tarım sektöründe faaliyet gösteren firmalara projeler karşılığında ve sözleşmelerine uygun olarak kullandırılmaktadır.
AB ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakların Türkiye’de Kırsal Kalkınma Programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetlerde kullanılmasını sağlamaktır. Söz konusu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi amacıyla, 4 Mayıs 2007 tarihinde Türkiye büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen 5648 sayılı “Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” 18.05.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE KIRSAL KALKINMA
24 Nisan 2004 tarihinde referanduma sunulan Annan Planı’nın Güney Kıbrıs tarafından kabul edilmemesinden sonra, 1 Mayıs 2004 tarihli beşinci AB genişlemesi çerçevesinde Güney Kıbrıs, 2003 Katılım Anlaşması’nın 10. Protokolün 1. maddesi uyarınca Kıbrıs bir bütün olarak AB’ne girmiş; ancak Topluluk Müktesebatı, adanın kuzey kesiminde askıya alınmıştır. Ayrıca bu protokolün 3. Maddesi Kıbrıs Türk Toplumunun ekonomik kalkınmasına yardımcı olunmasının protokole aykırı olmayacağını belirtilir. AB Konseyi, 26 Nisan 2004 tarihinde bir tavsiye kararı almıştır. Bu tavsiye kararı doğrultusunda, Kıbrıs’ın kuzey kesiminin kullanımına tahsis edilmiş olan 259 milyon Avro Kıbrıs Türk toplumunun kullanımına sunulmuştur. Konsey’den gelen bu çağrıya yanıt veren Avrupa Komisyonu kapsamlı bir yardım ve ticaret önlemleri paketi sunmuş olup, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını teşvik etmeye yönelik mali destek aracını ortaya koyan 389/2006 sayılı Konsey Tüzüğü 27 Şubat 2006 tarihinde kabul edilmiştir.
Bu çerçevede Kıbrıs’ın kuzey kesimi için 2007–2012 yıllarını kapsayan Kırsal Kalkınma Programı uygulanmaya başlanmıştır. Bu programa toplam bütçe 29,7 Milyon Avro ayrılmıştır.
Bu programın yürütülmesi için KKTC’de Avrupa Birliği’nin finansmanı ile oluşturulan Kırsal Kalkınma Program Yönetim Birimi ile Kırsal Kalkınma Destek Ekibi kurulmuştur. Kırsal Kalkınma Planı Tarım Bakanlığı altında kurulan Kırsal Kalkınma Birimi ile eş güdüm içerisinde hazırlanmaktadır.  Bu programa ayrılan finansmanın 18,5 milyon avrosu hibe olarak ayrılmıştı. Ayrıca, programa ayrılan tüm finansmanın sözleşmeleri 18 Aralık 2010 tarihinde imzalanmıştır.
Kırsal Kalkınma programının 4. ekseni olan LEADER programı KKTC’nin Kuzey Batı Bölgeleri (Lapta, Güzelyurt, Lefke Belediye sınırları dahilinde), Doğu Mesarya Bölgesi ve Karpaz bölgesinde yürütülmüş ve stratejiler hazırlanmıştır.
Bunlara ek olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Kırsal Kalkınma olgusu yavaş yavaş benimsenmeye başlamıştır. Bu meyanda, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı altında Kırsal Kalkınma ile ilgili bir birim devreye girmiştir.
Bununla birlikte, Avrupa Birliği Yasal Mevzuatın Uyumlaştırılması kapsamında bulunan Fasıl 11 altındaki Kırsal Kalkınma ile ilgili 1698/2005 ve 1974/2006 sayılı Konsey Tüzüklerinin ulusal mevzuatımıza derç edilme çalışmaları sürdürülmektedir. Özellikle 1698/2006 sayılı Konsey Tüzüğünün ilgili maddesine göre bir Yönetim Otoritesi kurulması gerekir ve bu Yönetim Otoritesine Teknik Destek sağlayacak mevcut Kırsal Kalkınma Biriminin yasallaşması gerekmektedir.

16 Nisan 2013 Salı

TARIMSAL MEVZUAT

TARIMSAL FAALİYETLER İLE İLGİLİ MEVZUATLAR

1) BİTKİSEL ÜRETİM


* Adaçayı Yaprakları ( Koruma ) Yasası (fasıl 87)

* Bağcılık ve Bağlar (Tetkik  ve  Kayıt) Kanunu (82/193)

* Bataklık Alanlarının Tarıma Elverişli Bir Duruma Getirilmesi ve Kamulaştırma (Fasıl 258)

* Bitki Hastalıklarının Önlenmesi (Fasıl 49) 

* Coğrafik İşaretlerin ve Geleneksel Özellikli Ürün Adlarının Korunması Yasası (100/2007)

* Filoksera Önleme (Fasıl 77)

* Harup Dara Yasası (Fasıl 37)

* Kanalizasyon Sularının Tarımda Kullanılmasını Yasaklayan Yasa (02/1987)

* Kıbrıs Şaraplarının İsimlerinin Korunmasını Öngören Yasa (Fasıl127)

*Kıbrıs Ziraat Bankası Ltd. (Özel İmtiyazlar) Yasası(Fasıl 122)

*Kimyevi Gübreler Yasası (Fasıl 26)

* Meyve Ağaçlarının Korunması (Fasıl 63)

*Narenciyeciliğe Yardım Yasası (Fasıl 131)

* Pamuk Yasası (Fasıl 46)

* Sebze ve Çiçek Tohumu Yetiştitilmesini Düzenleyen Yasa (Fasıl 102)

* Sirividi Yasası (Fasıl 93)

* Sulama Örgütleri ve Tarımsal Amaçlı Su Kullanım Yasası

* Tarım Ürünlerine Hile Katma Yasası(Fasıl 24)

* Tarımsal İlaçların Denetlenmesi Yasası (64/1987) 

* Tarım Ürünleri İhracat Yasası (Fasıl 28)

* Tohumlar Yasası (Fasıl 90)

* Toprak Koruma Yasası (Fasıl 94)

*Zeytin Yağı Yasası (23/1963)

*Zeytin ve Başka Ürünleri (Koruma) Yasası (Fasıl 76)


2) HAYVANSAL ÜRETİM

* At Üretim Yasası (Fasıl 69)

* Av ve Avla İlgili Yaban Hayatını Düzenleme Yasası (18/2009)

* Balıkçılık Gemileri (Tescil, Satış, Devir ve İpotek) Yasası (34/1975)
    -Balıkçı Gemileri Tüzüğü (RG:32, EK III, AE 121, 22.02.2010)

* Çekirgeleri Yoketme Yasası (Fasıl 72)

* Hayvan Refahı Yasası (8/2013)

*Hayvan Sağlığı Yasası (41/2012)

* Hayvanların ve İşletmelerin Tanımlanması ve Kaydı Yasası (7/2008) 

   - Koyun ve Keçi Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Tüzüğü 

   -Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Tüzüğü


* Hayvan Tezkereleri Yasası (Fasıl 29)

* İpekböceği Endüstrisi Koruma Yasası (Fasıl) 

* İstiridye Yetiştirme Yerleri Yasası (Fasıl 143)

* Keçiler Yasası (Fasıl 66)  

* Koyun ve Keçiler (Çobanların Ruhsatlandırılması ve Kontrolü) Yasası (Fasıl 91)

* Koyun, Keçi Ve Domuzların Sayımı Yasası (Fasıl 92)

* Köpekler Yasası (Fasıl 52)

* Su Ürünleri Yasası (27/2000) 
  - Amatör (Sportif) Su Ürünleri Avcılığı Tüzüğü (30.03.2006-AE175)
   - Amatör (Sportif) Su Ürünleri Avcılığı Değşiklik Tüzüğü (2010)
   - Amatör (Sportif) Su Ürünleri Avcılığı Değşiklik Tüzüğü (2011)

   - Balıkçı Barınaklarının İşletilmesi ve İdari Esasları Tüzüğü (RG:191, Ek III, AE 784, 30.10.2008)
   - Balıkçı Barınaklarının İşletilmesi ve İdari Esasları Değişiklik Tüzüğü (2001)
  - Belirli Su Ürünleri Pazarlama Standartları Tüzüğü
  - Çevirme Ağları ile İlgili Avcılığı İzinlendirme Tüzüğü   
  - Su Ürünleri Avcılık Bilgi Kayıtlarına İlişkin Kurallar Tüzüğü
  - Su Ürünleri Perakekende Satış Yerleri Tüzüğü
  - Su Ürünleri Yetiştiriciliği Tüzüğü
  - Balık Çiftliklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Yönetmeliği

* Tatlısu Balıklarını Koruma Yasası (8/1963)

* Yem Yasası (32/1990)

 
3) YATAY MEVZUATLAR

* Fiyat İstikrar Fonu Yasası (26/1978)

* Tarımsal İşletme ve Üreticilerin Kaydı ve Üretimin Desteklenmesi Yasası (71/2002)

    - Tarımsal Üreticlierin Kayıtlarının Tutulması ve Tarımsal Üreticilerin Desteklenmesi Tüzüğü

* Dış Ticaret (Düzenleme ve Denetim Yasası)
  - Bazı Hayvansal Ürünlerin Güney Kıbrıs'tan İthalinin Yasaklanması Tüzüğü
  - İthalatı ve İhracatı (Düzenleme ve Denetim) Tüzüğü 
  - Üçüncü Ülkelerden (TC Menşeli Dışında) İthal Edilen Yaş Meyve ve Sebzeyi Yasaklama Tüzüğü (RG:98, EK III, AE 518, 18.10.1991)
   - İngiltere (Birleşik Krallık) Menşeli Hayvansal Yem Üretim Girdileri ile Hayvansal Ürünleri Yasaklama Tüzğünün Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Tüzük (RG:194, AE 745, 01.11.2007)

4) TARIMSAL KONULARLA İLGİLİ DAİRE VE KURUMLARIN KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI İLE İLGİLİ  YASAL MEVZUATLARI

* Tarım Dairesi
* Hayvancılık Dairesi
* Veteriner Dairesi
* Tarımsal Araştırma Dairesi
* Devlet Üretme Çiftlikleri
* Genel Tarım Sigortası
   - Genel Tarım Sigortası Fonu Bitkisel Üretim Zorunlu Sigorta Tüzüğü
   - Genel Tarım Sigortası Fonu Hayvancılık Zorunlu Sigorta Tüzüğü
   - Genel Tarım Sigortası Fonu Mali İşler Tüzüğü
      > Genel Tarım Sigortası Satın Alma ve Satış Yapma Yönetmeliği
* Toprak Ürünleri Kurumu
* Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu
   - Süt Borsası Tüzüğü (RG:186, EK III, AE 758, 21.10.2008)

5) TARIMSAL KONULARLA İLGİLİ MECLİS ALT KOMİTESİNDEKİ YASA TASLAKLARI 

Hayvancılık Bölgeleri Yasa Tasarısı (Avrupa Birliği Komitesi)
KKTC Tarım ile TC Tarım Bakanlığı Arasında Tarımsal İşbirliği Protokolü (Onay) Yasa Tasarısı( Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi)
*Hayvan Islahi Yasa Tasarisi (Avrupa Birligi Komitesi)