Kuzey Kıbrıs, Annan Planı sonrasında yürürlüğe giren 10. Protokol ve Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde Avrupa Birliği ile iki ilişkilerini sürdürmektedir.
Avrupa Birliği Yasal Mevzuatlarının uyumlaştırma sürecinde farklı politikalarla yüzleşmekteyiz. Bunlardan en önemlisi, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasıdır (OTP).
Avrupa Birliği, her 7 yılda bir kendi politikalarını güncellemektedir. Kuzey Kıbrıs ilk başlarda OTP'nin 2006-2013 dönemindeki politikaları özümseyene kadar Avrupa Birliği 2014-2020 politikalarını yürürlüğe koydu. Bu politikalara alışamadan Aralık 2017 itibariyle 2021-2027 dönemindeki OTP'nin evrilmesini sağlayacak politikaları görüşmeye başladı.
Ortak Tarım Politikası Nedir?
Ortak Tarım Politikası, kısa bir tanımlamayla anlatacak olursak, Avrupa Birliği tarımsal üretimi ve üreticilerin yaşam seviyesini artırmak ve arzın devamlılığını sağlayarak piyasaları istikrara kavuşturma hedefiyle 1960 yılında kuruldu.
OTP ile üye devletlerin tarım politikalarını ortak akılda yönetmektedir. Temel amacı, tarım piyasalarını destekleyerek üye olmayan devletlere karşı korumaktadır.
2020 Sonrası Ortak Tarım Politikasındaki Değişiklikler Nelerdir?
Avrupa Birliği, yeni fırsatlara ve zorluklara adapte olabilmesi için en eski politikasının değiştirilmesine yönelik yeni öneriler üzerinde çalışmaktadır. Bu değişiklikler, OTP'de devrim nitelikli olmasa da evrimleşme süreci yaşanacağı aşikardır.
Avrupa Birliği, daha sürdürülebilirlik, basitlik ve esneklik ilkesi çerçevesinde Gıda ve Tarım alanında yönünü değiştirecek. İklim değişikliği, biyo çeşitlilikteki kayıp ve fiyat dalgalanmalarının yarattığı yüksek riske global bir çözüm getirmek için daha basit, az bürokrasi ve sonuç odaklı çözümler sunmayı hedeflemektedir. Özellikle, çiftçilerin desteklenmesinin yanında iklim değişikliği, çevrenin ve biyo-çeşitliliğin korunmasında önemli roller üstlenilecektir.
Yeni Yaklaşımlar Nelerdir?
1. Yerelden Yönetim İlkesi
"Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası Brüksel'den Yönetilir" deyimi tarihe kavuşacaktır. Her ülkenin nevi şahsına münhasır özelliklerinden dolayı, AB merkezinin belirlediği koşullara üye ülkeler uyum sağlamada sıkıntılar çekmesinin yanında Brüksel'in yarattığı ağır bürokratik koşulları da belirtebiliriz.Merkezin üye ülkelere yetki devri ile bahse konu olumsuz şartlardan uzaklaşılmış olunacaktır.
Her aday ülke, AB merkezinin ortaya koyduğu hedefler ve gereksinimleri, kendi ülke koşullarına uyarlayarak daha esneklik sağlanacak ve denetimdeki idari yükten çiftçiler kurtulacaktır.
2. Herkese Akıllı Çiftçilik
Her değişimde olduğu gibi 2021-2027 döneminde de yeni teknolojilerin kullanılmasına yönelik politikalar geliştirilecektir. Araştırma ve innovasyonda hızlı ilerleme sağlanması hedeflenmektedir.
Örneğin, geçtiğimiz döneme kadar, toprağı korumak için ürün rotasyonunun yapılıp yapılmadığını kontrol için arazi ziyaretleri zahmetli iken, günümüzde bir uydu sayesinde yerinden ve anında bilgi alabilecektir.
3. Daha Adil Olmak
Çiftliklerin büyüklüğüne göre verilen desteği göz önünde bulundurursak, çiftçilerin %20'si desteklerin %80'ini almaktadır. Bu durum da desteklerin dağıtılmasında daha adil bir ortamın yaratılmasını gündeme getirmektedir.
Ayrıca, iklim değişikliği çiftçilerin uğrayacağı riski artıracaktır. Destekler, iklim değişikliği ile mücadelede daha etkili olacaktır.
4. Çevreye Özen ve İklim Değişikliği
Tarımın ana kaynağı su ve topraktır. Bunlar, iklim koşullarından ve mevsimsel değişiklikteki artıştan dolayı olumsuz yönde etkilenmektedir.
Bu sebepten dolayı, OTP daha sürdürülebilir bir sektör ve çevreci tarım üzerine yoğunlaşacaktır. Çapraz uyum, yeşilci doğrudan ödeme, gönüllü-çevreci tarımı ve iklim önlemlerinde sonuç odaklı fakat daha esnek bir yapı oluşturulacaktır. Üye ülkeler, zorunlu ve gönüllü faaliyetleri, AB düzeyinde belirlenen çevresel ve iklim hedeflerine uygun olarak belirleyecektir.
5. Kırsal Alanların Sosyo-Ekonomik Koşullarının İyileştirilmesi
OTP, Kırsal istihdamın ve kalkınmanın yanında kaliteli bir çevrenin yaratılmasında da önemli roller üstlenmeye devam edecektir.Avrupa Birliği ve üye ülkeler, altyapı, doğal ve insan kaynaklarına yaptıkları yatırımları sürdürecektir.
Biyo-ekonomi, geri dönüşüm ekonomisi ve eko-turizm kırsal alan için önemini korumaya devam edecektir. Böylece tarımsal ürünler, biyo-enerjiden faydalanarak, biyolojik esaslı işletmelerde üretilerek atıkların azaltılmasına ve üye ülkeler arası enerji geçişine katkı sağlayacaktır.
Tarım sektörü, yeni nesil çiftçilerin yeni olgulara hazır olmasıyla gelişecektir. AB tarım sektöründe çalışan nüfusun %55'i 55 yaşın üzerindedir. Yeni nesil çiftçilerin yatırım bağlamında sıkıntıları mevcuttur. Yeni sistem, genç nesil çitçilerin tarım sektörüne girebilmesi için arazi yönetimi ve vergi indirimleri gibi farklı politikalar geliştirilecektir.
Gıda ve Tarım Sektörünün 2020 Sonrası Hedefleri
1. Bilgi ve İnnovasyon
2. Gıda Güvenliği
3. Nesiller Boyu Yenilenme
4. Gelişen Kırsal Bölgeler
5. İklimsel Önlemler
6. Çevreye Duyarlı
7. Dayanıklı Tarım Sektörü
8. Adil Gelir
Referans:
Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasının Geleceği Raporu, Aralık 2017.