24 Aralık 2017 Pazar

Barnabas Manastırı ve Barnabas İncilinin Gizemi Nedir?


Josef (Yusuf) namıdiğer Barnabas, Suriye'deki Levi Sülalesinden gelen zengin Yahudi bir ailenin oğlu olarak Kıbrıs'ın doğusunda yer alan Salamis'te doğdu. Orthodoks hadislerinde, Roma İngiltere'sinde (43-410) ilk piskopos olan Kıbrıslı Yahudi Aristobulus'un kardeşi olduğu belirtilir. Ayrıca, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi'nin ilk kurucusu ve koruyucusuydu.  



Barnabas, at eğitimi için gittiği Tarsus'ta Aziz Paul'la (Apostolos Pavlos) tanışarak Hristiyanlığı kabul eder. Kilise, Barnabas'ı Aziz Paul ile birlikte İlk eğitim için  Antakya'ya gönderir. 

Hristiyalığı kabul ettiği M.S 33 yılında, ailesinden kendisine kalan arazileri satarak, elde ettiği parayı  din uğruna havarilere dağıtır (Elçilerin İşleri; Acts:4.36-37).

Ayrıca, Dini eğitim için Filistin'e yaptığı ziyarette, Marangoz Jesus namıdiğer İsa ile karşılaşır. İsa, etrafına topladığı gençlere yeni inanışlar hakkında bilgiler vermekteydi. 


Barnabas, toplantılara ve yemeklere katılarak İsa ile teşrikimesai içinde yer almıştır. İsa ile birlikte 3 yıl boyunca yan yana tüm baskılara rağmen inançlarını yaymaya devam etmişlerdir.  

Kilise, Barnabas'ı Kudus'teki tahsili sırasında Salamis Piskoposu olarak kutsar. Onun adı artık Aziz Barnabas'tır (Acts14:14) 

Barnabas, İsa'nın 12 havarisi arasında yer almasa da, Hristiyanlığı yayan 70 kişilik Havarilerinden biriydi (Bazı kaynaklarda Havari sayısı 72 olarak belirtilmektedir).

Barnabas, İsa ile çarmıha gerilmeden önceki gece yemeğinde son defa buluşmuştur. Bu yemekte, ekmekle şarap içilmiştir. Son akşam yemeği, Rönesans döneminde yoğun şekilde resmedilmiştir.    



Barnabas, Aziz Paul ile birlikte Hristiyanlığı yaymak için doğduğu Kıbrıs'a geri gelmiştir. Kıbrıs'taki çalışmalarına John Mark da katılır. Ayrıca, Kıbrıs ve Anadoluda Hristiyanlığın yayılmasına yönelik vaaz vermişlerdir.

Bu çalışmalar sonucunda, Baf'ta hakimiyet süren Roma Valisi Sergius Paulus'u Hristiyan olmaya ikna etmişlerdir. Böylece, Kıbrıs Hristiyan bir Vali tarafından yönetilmeye başlanmıştır.




Barnabas ve arkadaşları, Kıbrıs'ın çeşitli bölgelerinde ziyaretlerde bulunarak vaazlar vermekteydiler. Öğretilerini Yahudi halka yaymak için Kıbrıs'a yaptığı 2. ziyarette, doğduğu şehir olan Salamis'e geri döner (Ms.56 veya 57) ve tutuklanır. Salamis kentinde bulunan karanlık bir hücrede hapsedilir, taşlanır ve yakılır. 


Bazı kaynaklara göre, hapsedildiği karanlık hücrenin yanındaki Sinagog'da vaaz verirken yakalandı. Rivayet'e göre, cesedi denize atılmak için ketene sarılarak bir bataklığa saklandı. 


Bu olayları izleyen, John Mark ile Barnabas'ın öğrencileri Timon, Rhodon ve Ariston, cesedi bataklıktan çıkardılar ve Salamis'in Batısında yer alan bir harup ağacının altındaki mağraya gömdüler. Ayrıca, St. Mathews'in incilini de göğsüne koydular (Buradaki soru işareti ise; Neden kendi incilini değil de, yine kendi el yazması ile kaleme aldığı Mathews'in incili Barnabas'ın göğsüne kondu). Ayrıca, göğsüne konan İncil'in kendi el yazması olduğu, 1698 yılında yayınlanan Acta Sanctorum'da belirtilmiştir.

Yahudiler, cesedin kaybolduğunu fark eder ve John Mark ile öğrencileri Lefkoşa'nın Güneyi'ndeki Pareskevi mağralarına kadar takip eder fakat bulamazlar. Bunlar, Gemikonağı Limanından adadan ayrlır.  

Rivayete göre, Barnabas'ı rüyasında gören Piskopos Anthemios mezarın yerini öğrenir ve açılmasını talep eder. Açılan mezarda göğsünde St. Mathews'in incili bulunan bir ceset bulunur ve bunun Barnabas olduğuna inanılır. 

Piskopos bu keşfin haberini İstanbul'daki Zeno'ya bildirir ve Kıbrıs Orthodoks Kilise'sinin, İstanbul, İskenderiye, Antakya ve Kudüs gibi  özerkliği tanınmıştır. Bu durum, 4 ayrı freskte anlatılmaktadır.

Ayrıca, imparatorun bağışıyla, gömünün bulunduğu yere M.S 478'de bir manastır ve kilise inşaa edilir. Bulunan kemikler de bu kiliseye taşınır. Daha sonra bu kemiklerin parçaları adadaki manastırlara dağıtılır.




Kilise, MS. 7.yy Arap akınları döneminde yıkılır ve kalıntıları 1930'lu yıllarda yapılan kazılarda gün yüzüne çıkar.
Başpiskopos Philotheos 1756 yılında Manastırın son şeklini vermiştir.

1941 yılındaki yer sarsıntıları sonucunda manastır zarar görse de 1962-1963 yılında tamir edilmiştir. Kilisenin çanı ise 3 kardeş kesiş tarafından 1958 yılında inşaa edilmiştir.

Bu manastır, Hristiyanlık aleminin çok önem verdiği merkezlerin başında gelir. Manastır, bir kilise, avlu ve avlunun üç tarafında papazların yaşadığı odalardan oluşur. Papazların burada yaptığı ikonlar tüm dünyaya ihraç edilmiştir. 

Günmüzde Manastır, ikon ve Arkeoloji müzesi olarak ziyaretçilere hizmet vermektedir.

Barnabas İncili

Barnabas, İsa ile birlikte üç yıl boyunca geçirdiği mücadele sonucunda, İsa'nın hayatı ve vaazlarının yer aldığı kitabı yazar. Bu kitap, Barnabas'ın İncili (Evangelium nomine Barnabae/Gospel of Barnaba) diye de tanımlanmaktadır. Kitabın dili İsa'nın kullandığı Aramice dilinde ve Süryani alfabesinde yazılmıştır.

Barnabasın İncili ve Tevhid inancı (Allah'ın Birliğini Savunma) MS. 325'e kadar İskenderiye Kiliselerinde ve asırlar boyu Antakya Bölgesinde etkili olduğu gözlenmektedir. 

Barnabas İncili'nin 2 adet el yazması vardır. Bunların biri, İspanyolca diğeri ise İtayanca olarak kaleme alınmıştır. Fakat, İspanyolca yazılı el yazması kayıptır. Günümüzde varolan Barnabas İncili İtalyanca el yazmasının çevirileridir. 

Bununla birlikte,teslisi benimseyen (Baba-Oğul-Kutsal Ruh) Barnabas Mektupları (Epistel of Barnabas) da bulunmaktadır. 

Barnabas İncili'nin İlk Yasaklanış Süreci

Hristiyan dünyasının asırlar boyu İncil ile Mektup arasında yaşadığı gelgitler, çeşitli tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Roma Kilisesi, kendi fikirlerine ters düşen İncili sürekli şekilde buyrultularla yasaklamış, Apokrifa ilan etmiş ve Decretum Gelasianum'un da yayınlanmasıyla Aykırı kitap listesine eklenmiştir.

1. Pavlus, Barnabas'la ters düşerek, kendi düşüncelerini baskın kılmak için Teslis'i, Pavlus Kilisesi'nin resmi inancı olarak ilan etmiştir. Bunun etkisiyle, 325 yılında gerçekleşen İznik Konsülü'nde yaklaşık 300 kadar İncil'den Teslis'i benimseyen yalnızca 4'ünü kabul edilmiştir. Bunlar;
A. Matta İncili
B. Markos İncili
C. Luka İncili
D. Yuhan İncili
Ayrıca, İznik Konsülü'nde Barnabas İncili'nin de aralarında bulunan diğer tüm İnciller yok edilmesi emredildi.

2. Papa Damasus MS.366 yılında Barnabas İncilinin okunmaması için buyrultu yayınlar. Bu buyrultu, Sezerya Piskoposu Gelasus tarafından MS.395'te desteklenir ve Barnabas İncilini Fal kitapları listesine almasının yanında bahsekonu İncili Apokrifa (Kabul edilen dinin parçası olmayan) olduğu belirtilir.  


3. Papa I.Glasius, Barnabas İncilini M.S 496 yılında yayınladığı Decretum Gelasianum'da Aykırı Kitap olarak ilan edilmiştir. Bu döküman günümüze ulaşan evraklar arasındadır. Bu İncil içinde yer alanları tamamen red edilmesinin yanında, yazanları ve takipçileri de Roma Katolik Kilisesi'nden uzaklaştırılma ve aforoz prangasıyla sonsuza dek lanetlenmelerini emreder.     


Barnabas İncili'nin Zaman İçinde Yolculuğu

Tüm engellemelere rağmen, Barnabas'ın İncili'nin el yazmasını elinde bulunduran Papa Sextus'a yemekli misafirliğe gelen rahip Fra Marina, Papa Sextus'un yemek sonrası uykuya daldığında, kişisel arşivinde bulunan İtalyanca el yazmalı Barnaba İncili'ni alır ve Vatikan'ı terk eder. Bu el yazması, elden ele dolaşıp, Prusya Kralı'nın danışmanı Frederick Cramer'e eline geçer. Cramer el yazmasını, 1709'da sarayın prensi Eugene'ye sundu. Prensin tüm kütüphanesi ile birlikte el yazması da Hofbibliothek'e geçti ve hala oradadır. 

İtalyanca el yazmalı İncil Lonsdale ve Laura Ragg tarafından İngilizce'ye çevrilerek Oxford Üniversitesi Basımevi tarafından 1907 yılında basılıp yayınlandı fakat tüm nüshalar piyasadan kayboldu. 

Bir söylentiye göre, İncil'in yayım ve satımdan önce haberdar olan Vatikan, satış noktalarında rahip ve rahibelerden uzun kuyruklar oluşturarak tüm basımları topladı. Fakat, dağıtım öncesi bazı kütüphanelere gönderilen basımlar gözden kaçtı. Şu anda 1907 tarihli İngilizce basımının bilinen iki nüshasının biri British Museum'da diğer ise Washington Kongre Kütüphanesinde bulunmaktadır. 

Kongre Kütüphanesindeki nüshanın mikrofilm kopyasını alan Pakistanlı Müslüman 72 yıl sonra kitabın yeni bir baskısını 1979 yılında yapmıştır.


Anadoludaki Barnabas Nüshası

1983 yılında Hakkari civarlarındaki bir mağrada İsa Peygamberin Konuşma dili olan Arami dilinde ve Süryani alfabesinde yazılmış ceylan derisinden bir Barnabas İncili bulunmuş ve Aramice uzmanı Hamza Hocagil bazı sayfalarını çevirisini yapmıştır. 

Barnaba İncilinde Neler Vardı

1. İsa'dan sonra bir başka Peygamber olan Hazreti Muhammedin doğumundan 75 yıl önce dünya geleceğine müjdeler, 

2. İsa'nın tanrı değil, peygamber olduğu ve Meryem'in de Tanrının annesi değil, normal bir insan olduğu belirtilir ve Hristiyan öğretisinin  Baba-oğul-kutsal ruh savı ile ters düşer


3. Çarmıha Gerilen İsa değil, ona 30 gümüş karşılığında Yahudi Sanhedrin Meclisi'ne ihbar edip ihanet eden Yehuda olduğunu belirtir ve Hristiyanlıktaki Kefaret olayı ile ters düşer 


4. Barnabas'ın İncili İsa'nın Dili Aramice'de yazılmasına rağmen, Hristiyanlığın kabul ettiği 4 İncil Aramice'de yazılmamıştır.



Sonuç olarak 

Günümüzde, dinsel açıdan ne türlü tartışmalar yaşanırsa yaşansın, varolan bir gerçek, Barnabas Kıbrıs'lıdır. Barnabas ve İncili hala daha gizemini korumaktadır. Bu gizem, Kıbrıs'a gelen birçok turistin ilgisini çekmektedir.   




Ref.
1. Nesim Ali ve Öznur Şevket: "Kıbrıs Efsaneleri
2. Bağışkan, Tuncer. "Aziz Barnabas Manastırı" Yenidüzen Gazetesi.1.1.2011 (http://www.yeniduzen.com/aziz-barnabas-manastiri-31439h.htm) 
3. Sarı, İbrahimç"Barnabas İncili"     
4. http://biblehub.com/commentaries/acts/14-14.htm
5. https://en.wikipedia.org/wiki/Barnabas
6. https://en.wikipedia.org/wiki/Gospel_of_Barnabas
7. http://www.barnabas-incili.com/
8. Necmi Belge ile söyleşi notları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder