15 Şubat 2019 Cuma

KOOPERATİFÇİLİK NEDİR? VE KIBRIS'TA KOOPERATİFÇİLİK



GİRİŞ

Kooperatif'in Ortak Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Değerleri
Kooperatifler, çalışanlarının sahip olduğu, üyelerinin kontrolünü ve denetimini yaptığı, ortak ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerde bir araya gelinen işletmelerdir.


Üyeleri çalışanlar, kullanıcılar veya bölge sakinleri olan kooperatiflerde "Bir Üye, Bir Oy" kuralı ile demokratik şekilde yönetilirler.

Koperatiflerin amacı yalnızca kar değil, uluslararası kabul görmüş ilkeleri paylaşır ve işbirliği yoluyla daha iyi bir dünya oluşturmak için birlikte hareket ederler. 

Adalet, eşitlik ve sosyal adaleti kuruluşun merkezine koyan dünya çapındaki kooperatifler, insanların uzun vadeli iş ve refah üreten sürdürülebilir işletmeler oluşturmak için birlikte çalışmalarına izin veriyor.
  
Birleşmiş Milletler tarafından 2012 yılı kooperatifçilik yılı ilan edilirken, Kuzey Kıbrıs’ta ne kadar da özlem duygusu içinde barındırırsa da kötü tecrübelerden dolayı kooperatifçiliğe pek sıcak bakılmamaktadır. 

Son dönemlerde, bazı girişimler yapılmış olsa da ekonomik anlamada az sayıda üretim kooperatif bulunmaktadır.

Kıbrıs’ta bu konuda yapılan araştırmaların da çok sınırlı sayıda kalması (Orhan Aydeniz, Hasan Rifat Siber ve Okan Şafaklı ayrı tutulmalıdır) daha geniş çaplı yapılacak araştırmaların da önünü tıkamaktadır. 

Kıbrıs’ın Güneyinde ise, 2012 Uluslararası Kooperatifçilik Yılı çerçevesinde “Daha İyi Bir Dünya için Kooperatif İşletmeleri” adlı konferansa ev sahipliği yapmıştır.  Bu yapılan çalışma, dünyada kooperatifçiliğin hem istihdam, hem de ekonomideki etkilerini ortaya çıkarmaktır. 

KOOPERATİFÇİLİĞİN TARİHÇESİ

Kooperatifçiliğin Tarihçesi
Kooperatifçiliğin temelini teşkil eden dayanışma fikri çok eskilere uzanmaktadır. Tarih boyunca bireyler ortak hedeflere varabilmek için birlikte çalışmışlardır. Örneğin, bireyler aile, kabile ve aşiret şeklinde yaşayıp avcılık alanındaki başarıların ve paylaşımların avantajını görmeleri onları birlikte hareket etmeye teşvik etmiştir. Kıbrıs’ta ise eski dönemlerde, tarımsal anlamda, müşterek çoban tutma, müşterek hasat gibi birlikte çalışma faaliyetleri görülebilmiştir.

İlk Kooperatifçilik örnekleri Avrupa ve Kuzey Amerika’da 17. Ve 18’inci yüz yılda kendini göstermiştir. Rochdale Toplum Öncüleri tarafından İngiltere’de 19’uncu yüzyılda modern anlamda kooperatifçilik hareketini başlatmışlardır. Özellikle, Rochdale Toplum Öncülerinin bu hareketi ile kooperatif işletmelerinin kalkınmasını sağlayacak eşsiz katkısı ise yeni bir yasanın yapılmasını gündeme getirmiş ve kooperatifçilik prensiplerin oluşturulmasını sağlamıştır. Kooperatifçilik gündeme geldiği günden beri tüm ülkelerde faaliyet göstermektir. Bu çerçevede, ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Belçika, Danimarka, Fransa, Hindistan, Hollanda, İngiltere, İsviçre, İtalya ve Sırbistan’daki kooperatiflerin temsilcileri 19 Ağustos 1895 yılında Londra’da bir araya gelerek Uluslararası Kooperatifçililer Birliği (ICA) ilk toplantısını yaparak kurulmuştur. ICA’nın amaçları arasında, kooperatifçilik prensiplerinin tanımlanması ve korunmasının yanında uluslararası ticaretin gelişmesini de sağlamaktadır. Özellikle, hem I. hem de II. Dünya Savaşında yaşamını sürdürebilen tek uluslararası örgüttür. Şu anda, ICA’nın 98 ülkede 273 kooperatif üyesinden 1 milyardan fazla kişiyi temsil etmektedir. Bu rakamlar baz alındığında uluslararası alanda en büyük sivil toplum örgütlerinden biridir. 
 Kıbrıs’ta ise ilk modern kooperatifi, Kıbrıslı Rum ve Türkler tarafından Tasarruf ve Kredi Kooperatif Şirketi ismi altında 1909 yılında kurulmuştur. Bununla birlikte, ortaklarının tamamı Türklerden oluşan ilk kooperatif ise, 1927 yılında Mağusa’ya bağlı Sütlüce Köyünde kurulmuştur.  

KOOPERATİFÇİLİĞİN PRENSİPLERİ

Rochdale Toplum Öncüleri tarafından kurulan kooperatifteki prensipler zamanla evrimleşerek en son halini Uluslararası Kooperatifiler Birliği 1995’de Genel Kurul Toplantısında ilkeler gözden geçirilerek 7 maddelik prensipler kabul edilmiştir.

1- Gönüllü ve Açık Üyelik: Kooperatifler üye olmanın sorumluluğunu almaya gönüllü herkese açık organizasyonlardır. Cinsiyet, sosyal, ırk, politik ve dini ayrım gözetmeksizin herkese açıktır.

2- Demokratik Yönetim: Kooperatifler uygulanan politikaları belirleme ve karar alma konularına katılan üyelerce kontrol edilen demokratik organizasyonlardır. Üyeler eşit oy hakkına sahiptir.

3- Üyelerin Ekonomik Katılımı: Üyeler kooperatif parasını demokratik olarak kontrol eder, eşit olarak katılırlar. Para kooperatifin ortak çıkarı için kullanılır. Üyeler üyelik koşulu olarak sınırlı bir bedel öder. Üyeler kooperatifi geliştirmek ve diğer aktiviteleri desteklemek için  ek bedel öderler.

4- Özerklik ve Tarafsızlık: Kooperatifler, üyeleri tarafından yönetilen özerk organizasyonlardır. Hükümet veya diğer organizasyonlarla yaptıkları anlaşmalarda veya dış kaynaklardan anapara artırımında üyelerinin demokratik kontrolü ve özerk yapıyı koruyacak şekilde hareket ederler.

5- Eğitimin Geliştirilmesi: Kooperatifler gelişim odaklı olarak, üyeleri ve seçilmiş temsilcileri, yöneticileri ve çalışanları için eğitim sağlayabilir.

6- Kooperatif İçinde İşbirliği: Kooperatifler kooperatif hareketini güçlendirip daha verimli hale getirmek için lokal, milli, bölgesel ve uluslararası yapılarda üyelerine hizmet verirler.

7- Topluma Karşı Sorumluluk: Kooperatifler topluluk gelişimi için üyeler tarafından onaylanan politikalara göre çalışırlar.

Ayrıca, Uluslararası Kooperatif Birliği (ICA)’nın tanımına göre kooperatif; gönüllü olarak bir araya gelen kişilerin, ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinimlerini ve isteklerini birlikte karşılamak için demokratik biçimde kendi kendini yöneten ve denetleyen bir girişimdir.

KOOPERATİF TÜRLERİ

Dünya’da çeşitli kooperatif yönetim türleri bulunmaktadır. Bunların başlıcalar;

   Perakendeci Kooperatifleri,
   İşçi Kooperatifleri
   Gönüllü kooperatifleri
   Sosyal Kooperatifler
   Tüketici Kooperatifleri
   İş ve İstihdam Kooperatifleri
   Yeni Nesil Kooperatifleri

Ayrıca, dünyada çeşitli kooperatif türleri mevcuttur.

Konut Kooperatifleri
Kamu Hizmeti Kooperatifleri
Tarımsal Kooperatifleri
Kredi Birlikleri ve
Bankacılık Kooperatifleri
Federal ve İkincil Kooperatif
Toptancı kooperatifleri
Kooperatif Birlikleri
Politik Akım Kooperatifleri
Kuzey Kıbrıs’ta Kalkınma Kooperatifleri, Kooperatif Kredi Şirketleri, Tasarruf Kooperatifleri ve Tüketim Kooperatifleri olarak 4’e ayrılmaktadır.

KOOPERATİFLERİN SOSYO-EKONOMİDEKİ YERİ

Kooperatiflerin İstihdamdaki Yeri
·       
ICA Coop,  2017 yılına ait Kooperatif ve İstihdam konulu bir rapor yayımlamıştır. BU rapora, dünyadaki 156 ülkeden gelen veriler dikkate alındığında, 279,4 milyon insan Kooperatiflerde istihdam edilmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu ülkelerdeki çalışan nüfusun yaklaşık %10'u kooperatiflerde istihdam edilmiştir. Kooperatiflerde istihdam edilenlerin yaklaşık 252,2 milyonu tarım sektöründeki çalışanlarıdır.

Kıbrıs'ın Güney'inde yer alan 62 Kooperatifinde 3 Bin 85 çalışan yer almaktadır.


Fransa’da çalışan nüfus %3,5’ini temsil eden yaklaşık 680 bin kişi 17.897 adet kooperatifte istihdam edilmektedir.

Kenya’da nüfusun %63’ü kooperatiflerden yarar sağlamaktadır. Yaklaşık 780 bin Kenyalı 17.326 kooperatifte çalışmaktadır. 

Kolombiya’da bulunan yaklaşık 4 bin kooperatifte 130 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamanın yanında ülkedeki tüm iş sektörlerinin %3,65’in temsil etmektedir. 

Endonezya’da bulunan 150.223 kooperatifte yaklaşık 574 bin kişi çalışmaktadır. 

Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 30.000 kooperatifte 725 bin kişi çalışmaktadır.

Kooperatiflerin Ülke Ekonomilerine Yaptığı Katkı

Danimarka’daki tüketici perakende piyasasının %36,4’ünü tüketici kooperatifleri elinde tutmaktadır. 

Japonya’da çiftçi kooperatifleri tüm çiftçilerin %91’ini ve 90 milyar Amerikan Dolarını içinde barındırmaktadır. 
Ayrıca, 2007 yılındaki verilere göre, tüketici kooperatifleri gıda piyasası pazar payının %5,9’unu yani 34,048 milyar dolar ciroyu elinde bulundurmaktadır. 

Yeni Zellanda’daki kooperatif şirketleri Gayri Safi Yurt İçi Hâsılanın %22’sini oluşturmasının yanında süt işletmeciliğinin %95’inden sorum olmaktadır. Ayrıca, süt ve süt ürünlerinin ihracatının %95’i kooperatifler tarafından yapılmaktadır.

Kooperatiflerin Üyelerinin Nüfus İçindeki Yeri

Kanada’da her on kişiden 4’ü en azından bir kooperatifin üyesidir. Quebek’te yaklaşık nüfusun %70’i üye iken, Saskatchwan’da bu oran % 56’dır. Malezya’da, 6,78 milyon insan veya toplam nüfusun %27’si kooperatiflerin üyesidir. Norveç’te, nüfusun 2 milyon insanı kooperatiflerin üyesidir. Paraguay’da 783.000 veya nüfusun %18’i 1047 kooperatifin üyesidir. Bunun da 6 milyon insandan fazla kişiye doğrudan etki yapmaktadır. İspanya’da nüfusun %15’i veya 6,7 milyon insan 2008 yılında kooperatiflerin üyesi olduğu görülmektedir.



Kooperatifçiliğin Geleceğine Projeksiyon - Coops 2030

Uluslararası Kooperatifler Birliği, Birleşmiş Milletlerin 2015 yılında kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınmanın 2030 Ajandasında belirlenen 17 hedefe ulaşmak için tüm kooperatiflerin eğitilmesi yönünde katkı yapmak için taahhüt vermiştir.



Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri:

1. Yoksulluk Yok
2. Sıfır Açlık
3. Sağlık ve Refahın İyileştirilmesi
4. Kaliteli Eğitim
5. Cinsiyet Eşitliği
6. Temiz ve Sağlıklı Su
7. Uygun Fiyata ve Temiz Enerji
8. Uygun İş ve Ekonomik Büyüme
9. Sanayi,İnnovasyon ve Altyapı
10. Eşitsizliği Azaltılması
11. Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar
12. Sorumlu Tüketim ve Üretim
13. İklime Yönelik Faaliyetler
14. Su Altındaki Yaşam
15. Yüzeydeki Yaşam
16 Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar
17. Hedeflere Yönelik İşbirliği

  Kıbrıs’ta Durum
Kıbrıs’ta kooperatifçiliğin yapılanması ve kurumsallaşması 1914 yılında “Kooperatif Şirketler Kanunu’nun” çıkarılmasıyla başlar. Daha sonra 1923 yılında tüm kooperatifleri kapsayan “Kooperatif Şirketler Kanunu” çıkarılır. 1925 yılında Kıbrıs Ziraat Bankası kurulur. 1937 yılına gelindiğinde ise, “Kıbrıs Kooperatif Merkez Bankası” kurulur.  

1959 yılında Kooperatif Yasası’nda bazı noksanlıklar tespit edilir günümüzde yürürlükte olan “Kooperatif Şirketler Yasa’sı” (Fasıl 114) çıkarılır. Bu yasada da yapılan bazı değişikliklerle iki toplumun kooperatiflerini ilgili tarafın mukayyidi tarafından yönetilirdi.

1975 yılından yapılan mübadeleden sonra göçmen olarak Kuzeye yerleşen Türkler ayni kooperatifleri kurarlar. Savaş sonrasında, yiyecek ve giyecek teminindeki sıkıntılar PEYAK gibi oluşturulan kooperatiflerin marketleri aracılığıyla giderilir. Üretilen ürünlerin satışı noktasında ise, kooperatif örgütü tarafından alınıp pazarlanmakta idi. 

Kuzey Kıbrıs’ta kooperatiflerin iş hacimlerinin genişlemesinden sonra Kooperatif Dairesi 94/2007 sayılı yasasıyla hizmete girdi. Böylece, kooperatiflerin kaydı, denetlenmesi ve eğitimi bu daire aracılığıyla yapılmaktadır.

14 Mayıs 2002 yılında fasıl 114 yapılan değişiklikle “Bankacılık” lisansı alamayan kooperatiflerin isimlerinde bankacılık teriminin bulunmasını yasaklamasının yanında mevduat alınıp kredi verilmesini yalnızca üyelerine izin vermektedir. 

Ayrıca, üyelerinden topladıkları mevduatların %80’ini plase etmelerini geri kalan %20’sini mevduat olarak KKTC Merkez Bankasına yatırmalarını zorunluluk haline getirmektedir. 

Bununla birlikte, 2002 yılında yapılan “Kooperatif Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yasa’sı” uyarınca kooperatifler yılda iki defa mevduatlarının binde 5’ini prim olarak fona yatırmasının yanında yıl sonu gelir fazlasının %10’unu yine fona gelir olarak yatırmak zorundadırlar.  

Ayrıca, fasıl 114 ün 6’ıncı maddesi uyarınca bir kooperatif in 12 üyesi olmadıkça kayıt yapılamayacağını ve 41’inci madde uyarınca da tasfiye koşullarını belirlemektedir.

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aydeniz C. Orhan, 2008 Kooperatifçilik ve Önemi
Siber R. Hasan 1990, Köycülüğümüzün Dünü Bugünü
Dr. Şafaklı Okan, 2003, KKTC’de Kooperatiflerin Finansmanı Üzerine Bir Çalışma, Yönetim ve Ekonomi, 
Fasıl 114 (Kooperatif Şirketler Yasası)
Niksarlı Muammer, Mart 2003 Avrupa Girişiminde Kooperatifler
Zeuli A. Kimberly ve Crop Robert “Cooperatives: Principles and Practices in the 21’st Century
Second Global Report on Cooperatives and Employment
Coop FR, Top 100 des Entreprises Coopératives et panorama sectoriel, 2010.
Ministry of Co-operative & SMEs, Indonesia, 2004
Coop Norden AB Annual Report 2007
Co-op 2007 Facts & Figures, Japanese Consumers' Co-operative Union.
New Zealand Co-operative Association, 2007.
Co-operative Secretariat, Government of Canada
Ministry of Entrepreneur and Co-operative Development, Department of Co-operative Development, Malaysia, Statistics 31 December 2009.
The Co-operative Centre of Norway.
Instituto Nacional de Cooperativismo, INCOOP.
CIRIEC, Las grandes cifras de la economía social.

13 Şubat 2019 Çarşamba

SEVGİLİLER GÜNÜ VE YAŞANAN ÇELİŞKİ

Sevgili; kelebeğin kanatları gibi kalbin pıtır pıtır edilmesini sağlayan, yüreği ağza getiren, bazen de durgun suda dalga yaratan, ismi duyulduğunda yüzde hafif ekmek gibi kızartan, uğruna şiirler yazılan, şarkılar söylenilen, kısaca o var olduğunda, başka birinin varlığından söz edilmeyendir.  

Bazılarına göre, sevgi varsa sevgililer gününe ihtiyaç duyulmamakta ve sevgililer günü kapitalist bir dünyanın ürünü diye eleştirilmektedir.


Buna karşılık, bazılarına göre, "O" gün; sevginin taçlandırıldığı veya bir mızrak gibi çakılmasını sağlayıp, ilişkide farklılık yaratıldığı gündür...

Bazen, tarladan kesilen çiçeğin makbul sayıldığı, bazen de 24 ayar bir altının yetersiz bulunduğu...

Sonuçta, sevgililer gününe ilişkin bir arz ve talep dengesi oluşmakta... 

Pazarlama teknikleri ile, semboller metalaştırılıp arza sunulmakta.


Sevgililer Günü ve Kırmızı Renk

Andrew Elliot ve Daniella Niesta, 2008 yılında, kırmızı rengin romantik durumlar karşısında erkekler ve kadınlar üzerinde yaptığı etkiyi araştırdılar. 

Bu araştırma sonucunda, erkekler, standart kırmızı giyen ve kırmızı arka planının önünde durmayan kadınları, kırmızı giymeyen veya kırmızı arka planın önünde duran kadınlara göre daha çekici görmüşlerdir. 

Pazarlamada Sevgililer Günü
1.Ne alacağının kararı uzun sürmesinden "Erken Başlayan Kampanyaların" hazırlanması
2.Tüm pazarlama kanallarında "Ortak Dilin" kullanılması
3.Her gün rahatlıkla alınabilecek ürünlerin dışındaki ürünlerin sunulması
4.Geçmiş Satışların Analizi ve ilgi duyulan ürünlere özel kampanya yapılması
5.En özel müşteriye kişiselleştirilen hediye verilmesi
6.Yaratıcı içeriklerin müşteri profiline göre detaylandırılması

Müşteri Davranışları ve Harcaması

Suat Sayın şarkısında "Parayla Saadet Olmaz" veya Jenifer Lopez, "Aşk Birşeye Mal Olmaz" söylese de istatistikler, bu özel güne ilişkin harcamaların artığını göstermekle birlikte "Hayat Paylaşınca Güzelleştiğini" unutmamalı.


Amerikalıların Sevgililer Gününe Katılım ve Harcamaları


Forbes'un Amerika'ya ilişkin yayınladığı rapora göre, Sevgililer Gününe olan cazibe azalmaya başlasa da, 2019 yılı kişi başı harcamamım arttığı gözlemlenmektedir. 



ABD, Ulusal Perakende Federasyonu’na göre, sevgililer günü toplam harcamanın, 2018’de 19.6 milyar dolar iken, 2019 yılında % 6 artarak 20.7 milyar dolar olması beklenmektedir.

2009 yılında 14 Şubat'ta gerçekleşen romantik etkinliklere katılan Amerikalıların payı%63 iken, bu rakam 2019 yılında %51'e düşmüştür. 


2009 yılında, kişi başı harcama 103$ iken, 2019 yılında bu rakam, 162 $ olması bekleniyor, 

Ülkemizde ise, çiftin sevgililer gününü hotelde kutlaması yaklaşık Bin TL veya Meyhanede kutlayanlar için bu rakam yaklaşık 350TL'dir.  

1. Elliot, J. Andrew ve Niesta, Daniella"Romantik Kırmızı" 2008
2. Carty, Mc Niall "Sevgililer Günü İlgisi Azalırken Harcamalar Artıyor"
3.Augustin, Sally; Kırmızı ve Sevgililer Günü



8 Şubat 2019 Cuma

KKTC'DE SPONSORLUK VAR MI?


Niyazi Nizam
KKTC'de Sponsorluk


I. Giriş

Sponsorluk, içeriği ve doğuracağı sonuçlar irdelenmeden uzun süredir talep edilmektedir. Sponsorluğa olan ihtiyaç ağızlara pelesenk olsa da sponsorluğun ülkemizdeki varlığı da tam anlamıyla bilinmemektedir. Şirketlerin bir takıma veya şahsa para veya malzeme verdiğinde, sponsorluğun olduğu kanısına varılmaktadır. 

Desteği veren kuruluş  ile desteği alan taraf arasında bir iş ilişkisi söz konusuysa, bu bir sponsorluk ilişkisi olarak tanımlanabiliyor.  

Eğer, destek veren taraf karşı taraftan somut bir karşılık beklemiyorsa, bu sponsorluk değil, bağışçılıktır.

Yararlanıcı, verilen desteği bedel ödemeden elde edilen kar, işletmeler ise, medyada yer alabilmenin  bedeli olarak görmektedir. 

Fakat, sponsorluk bu kadar basit bir olgu değildir. Bu konu, bir uzmanlık dalı olmasının yanında yüzlerce kitap ve bu konuda yapılmış bir o kadar araştırma var. Bu araştırmalarda kaynak yaratmadan, sponsorluğun gerçekleştirileceği alanın seçimine, sponsorluk sözleşmelerinin içeriğinden, sponsorluğa ek olarak yapılması gereken pazarlama faaliyetlerine kadar birçok noktanın ele alındığı görülüyor. 


Sponsorluğun geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik yapılacak faaliyetlerde spor yönetimi konusunda uzman akademisyen ve danışmanlık firmaları konusunda yararlanılmalıdır.

Sponsorluk, spor branşlarının yanında sanatsal faaliyetlere de yapılması elzem yardım olarak da belirtebiliriz.

Neden Sponsorluk

Ülkeler, özellikle nüfuslarının spora ve sanata yönlenmeleri için bütçelerinde kaynak ayırmaktadırlar. Fakat, bütçelerinin sınırlı düzeyde kalması, ek mali külfet getirmeyen destekleme mekanizması olan sponsorluğu özendirmektedir. Kuruluşlar ise, pazarlamanın bir aracı olarak değerlendirip, çeşitli katkılar yapmaktadırlar. 

II. Yasal Dayanak


Spor ve sanatsal faaliyetlere yönelik yapılan sponsorluğun yasal dayanakları;

Anayasa

Anayasa'nın Gençliğin korunması başlığını taşıyan 60. madde "Devlet, gençlerin bilgili, sağlıklı, sağlam karakterli ve topluma yararlı birer yurttaş olarak yetişme ve geliştirilmelerini sağlar".

Sporun geliştirilmesi başlığını taşıyan 61. Madde "Devlet, her yaştaki yurttaşın beden ve ruh sağlığını geliştirecek, sporun kitlelere yayılmasını sağlayacak önlemleri alır, gerekli spor tesislerini yapar ve başarılı sporcuları korur".

Sanatın, Sanatçının ve Kültürel Hakların Korunması 62. madde "(1)  Devlet, sanatın özgürce gelişebileceği ortamı yaratır; sanatçıyı koruyucu, destekleyici, özendirici ve ödüllendirici önlemleri alır (2) Devlet, herkesin, kültür yaşamında yer almak; bilimsel gelişmelerden ve bu gelişmelerin uygulanması sonuçlarından yararlanmak; bilimsel edebi ve sanatsal ürünlerin korunmasının sağladığı maddi ve manevi çıkarlardan yararlanmak hakkını korur ve bilimsel araştırma ve yaratıcı etkinliklerin yürütülmesinin gerektirdiği özgürlüklere saygıyı sağlar.

Gelir Vergisi

Gelir Vergisi Yasası'nın vergide indirilebilecek diğer giderler başlığını taşıyan 8. Madde 1. Fıkra "A" bendi "Eğitim, sağlık, kültür-sanat, sportif ve bilimsel çalışmaları desteklemek amacıyla, Devlete, yasa ile oluşturulan kuruluşlara, spor federasyonlarına kayıtlı ve faal durumda bulunan spor kulüplerine ve benzeri amaçlar için Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan vakıflara, ve hayır  kurumlarına makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar,  dış ülkelerde düzenlenen ulusal nitelikli ilmi, kültürel, sanatsal veya sportif yarışmalarda veya temsiliyetlerde başarı elde edenlere verilen armağan veya ödül giderleri, yapıldıkları  yılın kazancına mahsup edilebilir ve safi  kazancın ve safi kazancın %10 (yüzde on)’unu aşamaz. Bu giderler zarar olması halinde, sonraki yıllara devredilemez.

8. Madde 1. Fıkra "B" bendi "Devlet veya yasa ile oluşturulan kuruluşlar veya spor federasyonlarıyla spor federasyonlarına kayıtlı ve faal durumda bulunan spor kulüpleri ile yapılan sponsorluk anlaşmalarından doğan ve eğitim, sağlık, kültür-sanat, sportif ve bilimsel çalışmaları desteklemek amacıyla yapılan giderler, yapıldıkları yılın kazancına mahsup edilebilir. 


Ancak bu giderler, zarar olması halinde sonraki yıllara devredilemezler.


Yukarıda, gençlik ve sporun yanında sanata yönelik vizyonun gerçekleşmesi için de Gelir ve Vergi Yasasında indirim yapılabilecek giderlerin bulunduğu maddeleri yazdık. 

Fakat, burada bir kısıtlama mevcuttur. Bu kısıtlama ise, zarar gösteren bir kuruluşun yapacağı sponsorluk giderlerinde indirim yapılmamaktadır. 

Fakat, vergi mevzuatı dışında sponsorluğu bütünsel çerçevede yönetilmesine yönelik herhangi bir başka mevzuat da bulunmamaktadır.

Anayasada yer alan gençlik, spor ve sanata yönelik sosyal hakların yerine getirilmesini sağlayacak planları oluşturan Devlet Kurumlarıdır. Sponsorluğun yalnızca Vergi Mevzuatı içinde yer alması, bahse konu plan ve programlardan ayrı ve bütüncül bir yaklaşımdan uzak şekilde uygulanmasına sebep olmaktadır. 

Sponsorluk olgusunun geniş bir kavram olduğu ve bir program doğrultusunda yürütülmesi için farklı düzenlemeler oluşturulmalıdır. 

Bunlar;

- Sponsorluğun bir program çerçevesinde yürütülmesi ve denetlenmesine yönelik ayrı bir Yasa

- Sponsorluk olgusunu yaygınlaştırılmasını sağlamak için tanıtıcı video ve internet sayfası hazırlanmalı

- Ayni ve Nakdi Sponsorluklar için Tek Tip Sözleşme Örnekleri

- Sponsorluğu sağlayanın yanında yararlanıcının da aldığı katkıyı doğru yerde harcadığını belgelendirmeli

-Sponsorluk talepleri bir proje mantığı çerçevesinde hazırlanması için bireylere veya takımlara eğitim düzenlenmeli

Özet

Kısacası, yukarıda belirtildiği şekilde, KKTC'de "Sponsorluk" adı altında yapılan yardımlar vergiden düşülmektedir. Fakat, yardım yapan zararda olmaması gerekir. Sponsorluğun yalnızca vergi mantığı çerçevesinde değerlendirilmesi, yardımı yapan için zaman zaman ürkütücü de olabilmektedir. Bu sebeple, Sponsorluk Programı yürürlüğe konularak, hem sağlayıcı hem de yararlanıcı için özendirici olmalı. 

Örneğin, Devlet altyapı yatırımları ile organizasyonların katma değerin yükseltmekte ve izleyicilerin artmasını sağlamaktadır. Artan izleyicilere paralel olarak da düzenlenen organizasyonlara katkı yapan firmaların görünürlüğünü de artırmaktadır. 



Referans: 
1. KKTC Anayasası
2. Gelir Vergisi Yasası 24-1982
3. Or, 2016 " Sponsorluk İşini Ehline Bırakmak Gerek"
4. Burhan, Sabri 2006 "Sponsorluk Uygulamaları"
5. https://www.thebalancesmb.com/sponsorship-a-key-to-powerful-marketing-2295276
6. http://www.sponsorluk.gov.tr
7. J. Farrelly J, Francis & Pascale G. Quester, "Sports and Arts Sponsor"